https://kadirliubfd.com/index.php/kubfd/issue/feed Kadirli Uygulamalı Bilimler Fakültesi Dergisi 2025-03-17T11:32:31+03:00 Prof. Dr. Tugay Ayaşan tugayayasan@osmaniye.edu.tr Open Journal Systems https://kadirliubfd.com/index.php/kubfd/article/view/141 Üreme Biyoteknolojisinde Kök Hücre ve Organ Kullanımı 2024-10-26T18:34:49+03:00 Ramazan ORDEK ramazanordek074@gmail.com Cengiz YILDIZ cyildiz1@hotmail.com <p>Zigotun oluşumundan trilyonlarca hücreye ulaşması ve farklılaşarak yeni özellikler kazanan hücrelerin bölünmelerindeki programlanma dikkatleri üzerine çekmektedir. Organizmada ömrünü tamamlayan ve ölen hücrelerin yerlerine yenileri meydana gelmektedir. Canlıların vücudundaki tüm hücrelerin ilk ana hücresine “kök hücre” denir ve bu hücreler farklı hücre tiplerine dönüşebilme yeteneğine sahiptirler. Kök hücreler normal hücrelerden 3 temel özellik bakımından ayrılmaktadır. Bunlar; kök hücreler sonsuz bölünme ve çoğalma yeteneğine sahiptir, özelleşmemiş hücrelerdir ve son olarak bu hücreler birçok değişik hücreye dönüşebilme özelliğine sahiptirler. Günümüzde kök hücreler standardize edilmiştir ve Uluslararası Kök Hücre Tedavisi Organizasyonu (ISCT) standartlarına tabidir. Transplantasyon işleminde kök hücre kaynağı olarak aynı hayvan (<em>ototransplantasyon</em>), aynı tür (<em>allotransplantasyon</em>) veya farklı bir tür (<em>ksenotransplantasyon</em>) kullanılabilir. Kök hücre nakli; hücresel süspansiyonun (spermatogonyal kök hücre) veya dokuların transplantasyonu (testis ve ovaryum) şeklinde iki farklı yöntemle uygulanabilir. Kök hücrenin eldesi, transplantasyonu ve tedavi amacıyla kullanımı günümüzde en güncel konulardan biri olma yolunda ilerlemektedir. Günümüzde çözüm bulunamayan pek çok hastalığın tedavisinde kök hücre ve doku nakillerinden yararlanılabilmektedir. Yapılan çalışmalar kök hücrelerin veteriner hekimlik alanında kullanımının oldukça önemli olduğunu göstermektedir. Yakın bir gelecekte, veteriner hekimlikte bir takım hastalıkların tedavilerinde kök hücrenin çok önemli bir uygulama alanına sahip olacağı düşünülmektedir.</p> 2025-03-17T00:00:00+03:00 Telif Hakkı (c) 2025 Kadirli Uygulamalı Bilimler Fakültesi Dergisi https://kadirliubfd.com/index.php/kubfd/article/view/153 Patoloji Laboratuvarında Kullanılan Moleküler Yöntemler 2025-01-30T11:44:38+03:00 Ayhan ATASEVER atasevera@erciyes.edu.tr Ali Sefa MENDİL sefaali5252@gmail.com Ali GÜNGÖR aligungor154@gmail.com <p>Bu derleme makale, patoloji laboratuvarlarında sıklıkla kullanılan moleküler yöntemler hakkında bilgi vermek amacıyla yazılmıştır. İmmunohistokimyasal (IHC) ve immunfloresans (IF) boyama teknikleri, hücrelerde ve dokularda bulunan spesifik proteinleri ve molekülleri tespit etmek için yaygın olarak kullanılmaktadır. IHC, antijenlerin spesifik antikorlarla etkileşimiyle hücrelerdeki proteinlerin görsel olarak tespit edilmesini sağlar. IF boyama ise benzer şekilde floresan etiketli antikorlar kullanarak proteinlerin yerini belirler. Her iki yöntem de antijen-antikor etkileşimleri sayesinde protein ekspresyonunun belirlenmesine yardımcı olur. Western Blot (WB) yöntemi, hücre ve doku örneklerinden proteinlerin ayrılmasını ve tanımlanmasını sağlar. Bu yöntem, proteinlerin moleküler ağırlıklarına göre ayrılmasına ve ardından hedef proteinlere karşı antikorlarla işaretlenmesine dayanır. PCR (Polimeraz Zincir Reaksiyonu) yöntemi, DNA'nın çoğaltılmasında kullanılan temel bir tekniktir<em>. İn Situ</em> Hibridizasyon (ISH) ise hücrelerdeki nükleik asit dizilerinin tespit edilmesini sağlayan bir tekniktir. Bu yöntemlerin her biri, biyolojik örneklerin detaylı incelenmesinde önemli araçlar olarak kullanılır ve hücresel analizlerden genetik incelemelere kadar geniş bir yelpazede uygulama alanı bulur.</p> 2025-03-17T00:00:00+03:00 Telif Hakkı (c) 2025 Kadirli Uygulamalı Bilimler Fakültesi Dergisi https://kadirliubfd.com/index.php/kubfd/article/view/137 Yeni Tip Genişletilmiş Esnek Küme İşlemi: Tümleyenli Genişletilmiş Lamda İşlemi 2024-06-19T10:55:18+03:00 Aslıhan SEZGİN aslihan.sezgin@amasya.edu.tr Emre AKBULUT akbulutemre1995218@gmail.com Hüseyin DEMİR huseyin.demir@amasya.edu.tr <p>Esnek küme teorisi, 1999 yılında Molodtsov tarafından belirsizlik içeren bazı problemleri modellemek amacıyla ortaya atılmış olup, geniş bir teorik ve pratik uygulama alanına sahiptir. Esnek küme işlemleri esnek küme teorisinin önemli yapı taşını oluşturur. Başlangıçtan bu yana çeşitli türlerde esnek küme işlemleri tanımlanmıştır. Teoriye katkı sağlamak amacıyla bu çalışmada tümleyenli genişletilmiş lamda işlemi olarak adlandırılan yeni bir esnek küme işlemi tanımlanmış, tüm özellikleri ayrıntılı olarak ele alınmış ve işlemin diğer esnek küme işlemleriyle ilişkisinin elde edilmesi için, bu işlemlerin diğer tip esnek ayarlama işlemlerine göre dağılımı incelenmiştir.</p> 2025-03-17T00:00:00+03:00 Telif Hakkı (c) 2025 Kadirli Uygulamalı Bilimler Fakültesi Dergisi https://kadirliubfd.com/index.php/kubfd/article/view/136 Biyoaktif Özellikler Açısından Satureja Hortensis L.'nin Toplam Hidro-Alkolik Ekstraktının Fenolik Ekstraksiyonu Üzerine Karşılaştırmalı Bir Çalışma 2024-08-11T17:34:14+03:00 Buket ASKIN buketaskin@klu.edu.tr Tuğba BAYBURTLUOGLU tugbaozt@gmail.com Sercan OZBEK YAZICI sozbek@hotmail.com <p>Türkiye'de <em>S. hortensis</em> türleri özellikle Trakya bölgesinde doğal olarak bulunmaktadır. Antik çağlardan beri baharat olarak kullanılan ve tıbbi özelliklerinden faydalanılan bu bitki, <em>Lamiaceae</em> familyasının tek yıllık üyesidir. <em>Lamiaceae</em> familyasından elde edilen doğal ürünlerde, diğerlerinin yanı sıra antioksidan özelliklerinden sorumlu olan polifenoller ve flavonoidler hakimdir. Araştırmada bitki örneklerinin farklı derişimlerdeki etanol (EtOH) ve üç farklı ekstraksiyon yöntemi ile ekstraktları elde edilmiştir. Bitki materyali (<em>Satureja hortensis L.)</em> Kırklareli ilinden temin edilmiştir. Geleneksel, ultrason ve mikrodalga olmak üzere üç farklı ekstraksiyon yöntemi ve üç farklı etanol çözücüsü (%40, %50 ve %60, hacim:hacim) ile fenolik madde ekstraksiyonu gerçekleştirilmiştir. Tüm örneklerin toplam fenolik madde miktarı ve toplam antioksidan aktivitesi (DPPH) karşılaştırılmıştır. Örnekler arasında geleneksel ekstraksiyon (TE), ultrasonik ekstraksiyon (15 dakika) (US-15) ve mikrodalga ekstraksiyon (2.5 dakika) (MW-2.5) ve etanol (%60, hacim:hacim) ile elde edilen ekstreler için en yüksek toplam fenolik madde miktarı (TPC) değeri belirlendi. Ultrasonik ekstraksiyon (30 dakika) (US-30) ve mikrodalga ekstraksiyon (5 dakika) (MW-5) ile elde edilen diğer örnekler için ise, etanol (50%, hacim:hacim) ile yapılan uygulama sonucunda en yüksek TPC değeri elde edildi. Diyabet için tedavi edici özelliğe sahip olduğu bilinen bazı Satureja türleri, aynı zamanda antioksidan özelliklere de sahiptir. Ancak, <em>S. hortensis L</em>. için herhangi bir araştırma bulunmamaktadır. Bu çalışma ile ilk kez ortaya koyulan özellikler ile, <em>S. hortensis L.</em> ekstrelerinin olası anti-hiperglisemik ve anti-obezite etkisi araştırılmıştır. Bu amaçla, tüm örnekler için amilaz ve lipaz enzim aktiviteleri belirlenmiştir. Böylece <em>S. hortensis L. </em>için elde edilen veriler gelecek araştırmalar ve endüstri uygulamaları için önem taşımaktadır.</p> 2025-03-17T00:00:00+03:00 Telif Hakkı (c) 2025 Kadirli Uygulamalı Bilimler Fakültesi Dergisi https://kadirliubfd.com/index.php/kubfd/article/view/133 Hava Sıcaklık Değerlerinin Sinüzoidal Fonksiyonlara En Küçük Kareler Regresyonu İle Eğri Uydurma: Bingöl İli Örneği 2024-07-21T21:51:27+03:00 Cebeli İNAN cinan@bingol.edu.tr Senol CELİK senolcelik@bingol.edu.tr <p>Bu çalışmada, Türkiye'nin Bingöl ilinde Ocak 2000 yılından Kasım 2021'e kadar olan ortalama sıcaklık değerleri, sinüzoidal fonksiyon kullanılarak modellenmiştir. Bingöl ilinde bu dönemler arasında ortalama sıcaklık değerlerinin karesel hataların toplamını en aza indirmek ve belirleme katsayısını (R<sup>2</sup>) maksimuma çıkarmak için trigonometrik eğri tahmin edildi. Dönem boyunca en düşük sıcaklıklar Aralık, Ocak ve Şubat aylarında olmuştur. Mart, Nisan ve Mayıs aylarında sıcaklıklar hafif yükselirken, Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarında en yüksek seviyede, Eylül, Ekim ve Kasım aylarında ise sıcaklıkta gerileme olmuştur. Bu durum her yıl periyodik olarak devam etmiştir. Fourier serileri kullanılarak oluşturulan sinüzoidal fonksiyona en küçük kareler regresyonu ile eğri uydurma modeli ile sinüzoidal eğri uydurmanın sıcaklık tahmin modelleri için uygun ve kullanışlı olduğu sonucuna varılmıştır.</p> 2025-03-17T00:00:00+03:00 Telif Hakkı (c) 2025 Kadirli Uygulamalı Bilimler Fakültesi Dergisi https://kadirliubfd.com/index.php/kubfd/article/view/131 Fasulyenin Yüksek Sıcaklık Koşullarında Anormal Gelişim Morfolojisinin Moleküler Mekanizması 2024-07-25T17:35:02+03:00 Sükran YILDIZ yldzskran@gmail.com Dilek TEKDAL dilektekdal@mersin.edu.tr <table width="640"> <tbody> <tr> <td width="413"> <p>Baklagiller protein içeriğinin yüksek olmasından kaynaklı olarak dünyada ve ülkemizde en çok tüketilen gıdalar arasında bulunmaktadır. Baklagiller arasında yer alan fasulye zengin besin değerinden dolayı insan gıdasında oldukça önemli bir yere sahiptir. Fakat, küresel ısınma ile artan sıcaklık yetiştirilen bitkilerin strese girmesine sebep olmaktadır. Çok yüksek sıcaklıklarda yetiştirilen bitkilerde verim kayıpları yaşanmakta ve aynı zamanda genlerinde bazı mutasyonlar meydana gelmektedir. Bu çalışmada, Bitlis-76 (<em>Phaseolus vulgaris </em>Lfasulye genotipi Mersin Üniversitesi sera alanında yetiştirilmiştir. Bitkinin yetiştirildiği bahar döneminde ani yükselen sıcaklık nedeni ile bitkide anormal morfolojide organ gelişimi gözlenmiştir. Bitkinin yapraklarında ve meyvesinde ayrılmama durumu olarak nitelendirilen bitişik yapraklılık ve bitişik bakla durumu saptanmıştır. Bu nedenle, organların ayrılmama durumunun aydınlatılması sebebiyle <em>P. vulgaris’</em>in bitişik yaprak ve baklasından RNA izolasyonu yapılmıştır. Ancak, baklasından kaliteli RNA izolasyonu gerçekleştirilemediğinden ileri analizler bitişik yapraklardan elde edilen RNA ile gerçekleştirilmiştir. Literatürde organ gelişimi üzerine etkili olduğu bilinen <em>Wuschel</em> (<em>WUS</em>), <em>Clavata (CLV) ve Fasciata (FAS)</em> genlerinin ekspresyon seviyesi incelenmiş ve Bitlis-76 fasulye genotipinde gözlenen ayrılmama durumu üzerine bu genlerin etkileri araştırılmıştır. Bitişik yapraktaki <em>FAS</em> geninin ekspresyonu kontrol bitkisine göre oldukça yüksek çıkmıştır. Sürgün apikal meristem hücrelerinin düzenlenmesinde sorumlu olduğu bilinen <em>FAS</em> geninin ifade düzeyinin Bitlis-76 fasulye genotipine ait bitişik yaprak örneklerinde yüksek çıkması bu genin bu durum üzerinde etkili olabileceği şeklinde yorumlanmıştır. Sunulan bu çalışma Bitlis-76 fasulye genotipinde oluşan anormal yaprak gelişimi üzerine <em>FAS </em>geninin etkisini araştıran ilk çalışma olma niteliğindedir.</p> </td> </tr> </tbody> </table> 2025-03-17T00:00:00+03:00 Telif Hakkı (c) 2025 Kadirli Uygulamalı Bilimler Fakültesi Dergisi https://kadirliubfd.com/index.php/kubfd/article/view/154 Özel Gradyent Terimli Doğrusal Olmayan Durgun Kuazi-Optik Denklemi İçin Başlangıç Sınır Değer Problemlerinin Çözümü 2025-01-28T17:29:13+03:00 Gabil YAGUB gabilya@mail.ru Mehmet VURAL mvural@mku.edu.tr <p>Bu çalışma, kuantum mekaniğindeki temel bir problemi incelemektedir: belirli bir gradyana sahip durağan, doğrusal olmayan yarı-optik bir denklem için başlangıç sınır değer problemi. Daha önce çalışılan durağan olmayan doğrusal Schrödinger denklemini aşan bu karmaşık denklem, mikroskobik düzeyde parçacık davranışının daha doğru modellerini sunmaktadır. Araştırma, problemi birinci türden bir problem olarak tanımlıyor, ardından çözümü için gerekli ve yeterli koşulları titizlikle formüle ediyor. Çözümün varlığı ve tekliği üzerine teoremler kanıtlanıyor ve çözümün bir tahmini elde ediliyor. Bu çalışma kuantum mekaniği ve optik için, özellikle de dalga boyları optik sistemin boyutlarıyla karşılaştırılabilir olduğunda elektromanyetik dalga yayılımını anlamak açısından önemlidir. Bulgular, klasik fiziğin ötesinde yeni anlayışlar sunarak optik tasarım ve mühendislik uygulamalarına katkıda bulunmaktadır. .</p> <p> </p> <p> </p> <p> </p> 2025-03-17T00:00:00+03:00 Telif Hakkı (c) 2025 Kadirli Uygulamalı Bilimler Fakültesi Dergisi https://kadirliubfd.com/index.php/kubfd/article/view/152 Alglerin Cüce ve Normal Pervane Çiçeğinin Bazı Kantitatif Özellikleri Üzerindeki Etkisi 2025-03-17T11:15:46+03:00 Ali HASHEMI ali5_hashemi@yahoo.com Abdolali HESAMI Hesami@pgu.ac.ir Mosa ZANDIFARD M.Zandifar93@gmail.com <p>Pervane çiçeği, tropik bölgeler ile çiftliklerde yetiştirilen çalımsı veya otsu bir bitkidir. Deniz yosunu, bitki besin gereksinimlerini karşılayan ve toprak verimliliğinde önemli bir rol oynayan yüksek konsantrasyonda tuz ve mineral bileşikleri içermektedir. Bu çalışmada, üç tekrarlamalı faktöriyel tasarım kullanılarak, büyüme ortamına alg eklenmesinin Rosea ve Burgundy adlı iki türün kalitesini ve miktarını artırmada etkili bir faktör olduğu tespit edilmiştir. Çalışmalar, İran'ın Buşehr Eyaleti, Borazjan'daki Basra Körfezi Üniversitesi Tarım ve Doğal Kaynaklar Koleji'nin serasında yürütülmüştür. Bu araştırma için %0, 10, 25, 35 ve 50 seviyelerinde yeşil, kırmızı ve kahverengi algler kullanılmıştır. Yaprak sayısı, gövde yüksekliği ve kök uzunluğu dahil olmak üzere birkaç özellik saptanmıştır. %50 yeşil alg ve %10 kırmızı alg içeren substratta yetiştirilen pervane çiçeklerinin maksimum konsantrasyona sahip olduğu görülmüş; kahverengi algler için, cüce pervane çiçeği %25 konsantrasyona sahipken, standart pervane çiçeği %35 konsantrasyona sahip olmuştur. Alg içermeyen substratın, üç alg formunun en fazla yan dalına sahip olduğu görülmüştür. %50 yeşil alg, %35 kahverengi alg ve %10 kırmızı alg içeren substrat, ıslak ve kuru bazda yüksek miktarda pervane çiçeği yüksekliği, kök uzunluğu, yaprak sayısı, toplam pervane çiçeği bitki ağırlığı üretmiştir.</p> 2025-03-17T00:00:00+03:00 Telif Hakkı (c) 2025 Kadirli Uygulamalı Bilimler Fakültesi Dergisi https://kadirliubfd.com/index.php/kubfd/article/view/156 Redüktaz Enziminin Gümüş Nanopartiküller (AgNP) Üretmedeki Etkinliği ve Patojenik Mantar Fusarium solani'yi Engellemedeki Rolü 2025-02-12T09:44:14+03:00 Saif Saadallah HASSAN saifnassrei@gmail.com <p>2024 yılında özel laboratuvarlarda bir laboratuvar çalışması yürütülmüştür. Çalışma, süzüntü, biyokütle, sıcak özüt ve biyokütlenin soğuk özütünü içeren dört parça kullanılarak <em>Fusarium solani</em>'den biyotinlenmiş gümüş nanopartiküllerinin üretimiyle ilgili bir çalışmadır. Laboratuvar çalışmasının sonuçları, <em>F. solani</em>'den gümüş nanopartiküllerinin oluşumunu göstermiştir. Bu, sızıntı suyunun renk kontrastı ile tespit edilerek yapılmıştır. fungus süzüntüsünün, biyokütlenin ve biyokütlenin sıcak ve soğuk özütünün rengi sarıdan kahverengiye değişmiştir. En yüksek emilim pikleri (fotoanalizör kullanılarak) 350-475 nm dalga boylarındaki gümüş nanopartiküller için kaydedilmiş, hazırlanan gümüş nanopartiküller için en düşük dalga boyu 350 nm'ye ulaşmıştır. Süzüntünün soğuk özütünden hazırlanan gümüş nanopartiküller için sıcak özütten en yüksek dalga boyu 475 nanometreye ulaşmıştır. Elektron mikroskobu görüntüleri, <em>F. solani</em> fungus tarafından sentezlenen ve çapları 30-70 nanometre arasında değişen yarı küresel şekillerdeki nanopartiküllerin boyutlarını göstermiştir. Bu, gümüş parçacıklarının biyosentezinin verimliliğini gösteren bir ölçüttür. Laboratuvar sonuçları, çalışılan tüm <em>F. solani</em> mantar türlerinden hazırlanan tüm gümüş nanopartikül konsantrasyonları ve türleri için buğday tohumlarının (Sham 6 çeşidi) çimlenme oranlarında gümüş nanopartikül konsantrasyonları için önemli bir fark kaydedilmediğini göstermiştir. Hazırlanan tüm gümüş nanopartikül konsantrasyonları ve türleri patojenik mantarı inhibe etme etkisi göstermiştir. <em>F. solani</em> kontrol ile karşılaştırıldığında, en yüksek inhibisyon oranı, hiçbir inhibisyon oranının kaydedilmediği kontrol ile karşılaştırıldığında %0,64'e ulaşarak, çalışılan mantarların süzüntüsünde 1,5 mM'lik bir konsantrasyonda elde edilmiştir. Hazırlanan gümüş nanopartiküllerin tüm konsantrasyonları ve tipleri nitrat redüktaz enziminin kontrol ile karşılaştırıldığında en yüksek aktivitesini gösterirken, incelenen mantarların süzüntülerinde en yüksek etkinliğe 1,5 mM konsantrasyonda 0,63 ünite/ml'ye ulaşırken, kontrol ise 0,055 ünite/ml'ye ulaşmıştır.</p> 2025-03-17T00:00:00+03:00 Telif Hakkı (c) 2025 Kadirli Uygulamalı Bilimler Fakültesi Dergisi https://kadirliubfd.com/index.php/kubfd/article/view/155 Acil Sağlık Tesislerinde Yağmur Suyu Hasadı Üzerine Bir Ön Araştırma: Yeşilköy Prof. Dr. Murat Dilmener Hastanesi Örneği 2025-03-09T16:59:49+03:00 Tevfik Denizhan MUFTUOGLU tmuftuoglu@aydin.edu.tr <p>Yağmur suyu hasadı (YSH), su kıtlığını ele almak ve kritik altyapılarda su yönetiminin verimliliğini artırmak için sürdürülebilir bir yaklaşımdır. Bu çalışma, 1.000 yatak kapasiteli Yeşilköy Prof. Dr. Murat Dilmener Acil Durum Hastanesi’nin YSH potansiyelini basitleştirilmiş bir analitik yaklaşım kullanarak değerlendirmektedir. Uydu görüntüleri ve bölgesel yağış verileri kullanılarak çatı bölümleri boyut, tür ve malzeme bazında kategorize edilmiş ve hesaplamaları kolaylaştırmak için benzer segmentler birleştirilmiştir. Analiz, ortalama aylık YSH potansiyelinin 1261,00 m³ olduğunu ve Aralık (2273,57 m³) ile Ocak (2053,77 m³) aylarının en yüksek hasat potansiyelini, Temmuz’un ise en düşük potansiyeli (515,16 m³) kaydettiğini göstermiştir. Mevsimsel değişkenlik, 586,94 m³ standart sapma, %46,54 değişim katsayısı (CV), 0,50 pozitif çarpıklık ve -1,36 basıklık değeri ile hesaplanmış ve bu durum, orta düzeyde bir değişkenliğe ve nispeten sabit hasat koşullarına işaret etmektedir. Çalışma ayrıca YSH'nin hastanenin aylık su talebinin %2,77 ila %12,22'si arasında bir katkı sağlayabileceğini, bunun yıllık binlerce metreküp su tasarrufuna dönüştüğünü göstermektedir. Bu yüzdeler mütevazı görünebilse de, YSH'nin faydaları anlık su katkılarının ötesine geçerek kuraklık veya su teminindeki kesintiler sırasında direnç sağlamakta ve sağlık yönetiminde sürdürülebilir uygulamaları teşvik etmektedir. Eğimli çatılar düz yüzeyler olarak ele alınarak yapılan muhafazakâr varsayımlar altında gerçekleştirilen bu ön değerlendirme, sınırlı verilerle bile YSH sistemlerinin uygulanabilirliğini vurgulamaktadır. Gelecekteki çalışmalar, hassas çatı ölçümleri, malzeme analizleri ve dinamik yağış simülasyonlarını içerecek şekilde bu potansiyeli daha da geliştirebilir. Bu çalışmayla YSH'nin uygulanabilirliğini göstererek, hükümet yetkilileri ve hastane yönetimi gibi karar vericilere YSH’nin acil sağlık altyapısına entegrasyonunu teşvik edecek bir temel sağlanmakta ve sürdürülebilir su yönetim uygulamaları desteklenmektedir.</p> 2025-03-17T00:00:00+03:00 Telif Hakkı (c) 2025 Kadirli Uygulamalı Bilimler Fakültesi Dergisi https://kadirliubfd.com/index.php/kubfd/article/view/146 Otomotiv Sektöründe İç Trim Üreticisi Olan İşletmede Simülasyon ve Yamazumi Uygulaması 2025-02-14T11:41:44+03:00 Irem DÜZDAR iremduzdar@gmail.com Senanur ÇELİK senanr.celk@hotmail.com <p>Otomotiv sektörü ülkemizde, ekonomiye katkı sağlamış ve endüstriye öncülük eden sektörlerden biri olmuştur. Hat dengeleme, operatör ve makinelerin iş doluluklarını ve kapasitelerini ölçmede, birden çok operatörün bulunduğu istasyonda işgücünü eşit kullanmakta fayda sağlamıştır. Araştırmada amaç; pilot hat seçilerek üretim hattının bütün olarak incelenmesi, müşteri talebine göre israfların ortadan kaldırılarak üretim yapılması olmuştur. Otomotiv endüstrisinde iç trim parçaları üretimi yapan işletmenin üretim hattında simülasyon çalışması yapılarak mevcut durum analiz edilmiş, operatör iş dolulukları için Yamazumi grafiği ile iyileştirme çalışması yapılmış ve yalın üretim prensipleriyle mevcut durumda sürekli iyileştirme amaçlanmıştır. Arena yazılım programı kullanılarak hattın simülasyonu sağlanmış, mevcut üretim süreci raporlarla analiz edilmiştir. Simülasyon analiz edildikten sonra hat dengeleme çalışması için Yamazumi grafiği kullanılmıştır. Bu amaç doğrultusunda pilot hat seçilerek veri analizi yapılmış, Arena yazılım programında model oluşturularak analiz edilen veriler modele aktarılmıştır. Model çalıştırılıp rapor incelendikten sonra iyileştirme aksiyonları belirlenmiştir. Yamazumi grafiği ile operatörlerin iş takibi yapılmış, yalın üretim teknikleri ile aksiyon planı hazırlanmıştır. Planlanan iyileştirmeler sonrası gelecek durum modeli oluşturulmuş, gelecek durum modeli ile mevcut durum modelinin raporları karşılaştırıldıktan sonra uygulama planı takip listesi hazırlanmıştır. Çalışma sonucunda maliyette 15.761₺ iyileştirme sağlanmıştır.</p> 2025-03-17T00:00:00+03:00 Telif Hakkı (c) 2025 Kadirli Uygulamalı Bilimler Fakültesi Dergisi